
Onikişubat’ta Ruhsat Draması: Yerinde Dönüşüm Hakkı Tehlikede mi?
Deprem felaketinin derin izlerini hâlâ silmeye çalıştığımız bugünlerde, devletimizin sunduğu “Yerinde Dönüşüm” desteğinin 30 Haziran 2025’te sona erecek olması, afet bölgesindeki vatandaşlarımız için adeta bir umut ışığı niteliğinde. Ancak işin pratiğine bakıldığında, özellikle Kahramanmaraş Onikişubat ilçesindeki yavaş ve özensiz ilerleyen ruhsat süreçleri bu ışığı gölgede bırakıyor. Çoğu vatandaş, beş altı ay gibi akıl almaz derecede uzun bir bekleme süresiyle karşı karşıya. Bu gecikme, kalıcı konutlarına kavuşmak isteyen insanların umutlarını sekteye uğratıyor.
Geçtiğimiz günlerde, benzer konuları ele alan pek çok köşe yazısı ve haber sitesinde Onikişubat Belediyesi’ne yönelik eleştiriler dikkat çekti. Yaşanan bu ruhsat karmaşası öyle bir noktaya geldi ki, belediyeye dosya teslim etmek için kuyrukta bekleyen vatandaşlar, çaldıkları her kapıda “Eksik evrakınız var” veya “Sıranız henüz gelmedi” gibi klişeleşmiş cevaplarla karşılaşıyor. Aynı saatlerde belediyenin sosyal medya hesapları “Hizmette hız kesmiyoruz” başlıklı paylaşımlar yapıyor; ancak sahada yaşanan tablo tam tersini anlatıyor.
Kahramanmaraş’ta evi depremde zarar gören insanlar, devletin “Yerinde Dönüşüm” kapsamında verdiği hibe ve kredi imkanından yararlanmak istiyor. Lâkin ruhsat işlemlerinin gecikmesi, bu hakka erişimi büyük ölçüde engelliyor. Süreç böyle devam ederse, 30 Haziran 2025’e kadar ruhsatlarını tamamlayıp inşaata başlamak isteyen yüzlerce hak sahibi, bu büyük fırsatı kaçırabilir. Vatandaşların elinde olmayan sebeplerle yavaş ilerleyen izin ve ruhsat işlemleri, mağduriyet sayfasına yeni satırlar eklemeye devam ediyor.
Gelin açık konuşalım: Bu tablo, sadece Onikişubat Belediyesi’nin değil, koca bir şehrin geleceğine vurulan bir darbedir. Depremin açtığı yaraları sarmak devletin ve yerel yönetimlerin sorumluluğunda. “Yerinde Dönüşüm” gibi son derece kıymetli bir hakkın sekteye uğraması, belediyenin ruhsat sürecindeki hantal yapısından kaynaklanıyorsa burada ciddi bir yönetim zafiyeti söz konusudur.
Öyleyse ne yapmalı? Öncelikle, belediye ruhsat işlemlerini hızlandıracak pratik çözümleri derhâl hayata geçirmeli. Dijital başvuru sistemlerini geliştirmekten, uzman personel istihdamına kadar tüm önlemler acilen alınmalı. İkinci olarak, 30 Haziran 2025 olarak belirlenen Yerinde Dönüşüm hakkının son başvuru tarihinin uzatılması masaya yatırılmalı. Zira, vatandaşların elinde olmayan bürokratik gecikmeler yüzünden bu hakka erişememeleri, adaletsizliğin en açık örneğidir.
Toplumsal dayanışma ve adil yönetimle yaralar sarılır. Ancak bu, sadece kamu spotlarında dile getirilecek bir söz değildir; somut eylem planları ve hızlı uygulamalarla desteklenmelidir. Onikişubat’ın yavaş işleyen sistemi yüzünden mağdur olan insanların hayalleri de en az resmi prosedürler kadar önemlidir. Beklentimiz net: Bu mağduriyet giderilsin, ruhsat süreçleri hızlansın ve gerekirse Yerinde Dönüşüm hakkının son tarihi makul bir süre daha uzatılsın! Bu ses, yalnızca bir köşe yazarının değil, evini tekrar kurma gayretindeki binlerce insanın çığlığıdır.