DOLAR35,4693% -0.05
EURO36,5613% -0.1
STERLIN43,4462% 0.24
FRANG38,8790% -0.03
ALTIN3.073,04% 0,64
BITCOIN100.023,463.415

Sessiz Tehlike: Deprem Sonrası Binaların Görünmeyen Yarası

Yayınlanma Tarihi : Google News
Sessiz Tehlike: Deprem Sonrası Binaların Görünmeyen Yarası

Sessiz Tehlike: Deprem Sonrası Binaların Görünmeyen Yarası

Sevgili okurlar,

Genç bir inşaat mühendisi olarak, şehirlerimizin güvenliği konusundaki endişelerimi paylaşmak istiyorum. Son dönemde yaşadığımız depremler, özellikle 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli felaketler, binaların statik yapısının ne kadar kritik olduğunu acı bir şekilde bir kez daha gösterdi.

Deprem sonrası ayakta kalan binalar, çoğu zaman güvenli sanılsa da, gerçekte sessiz bir tehlike barındırıyor. Yapısal yorgunluk, malzeme yorulması ve gizli hasarlar, binaların gelecekteki deprem riskini önemli ölçüde artırıyor. Mühendislik perspektifimle söylüyorum ki, bir binanın dış görünümü onun gerçek sağlamlığını yansıtmıyor.

Deprem hasarları sadece çöken veya yıkılan binalarla sınırlı değil. Mikro çatlaklar, kolon ve kirişlerdeki mikroskobik deformasyonlar, betonarme yapılardaki malzeme yorgunluğu, binaların gelecekteki deprem performansını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu hasarlar çıplak gözle görülmese de, yapının bütünsel dayanımını zayıflatıyor.

Kentsel dönüşüm, artık lüks değil, zorunluluktur. Devletimizin, belediyelerin ve vatandaşların ortak hareket etmesi şart. Binalarımızın detaylı statik analizi, gerektiğinde güçlendirilmesi veya yenilenmesi hayati önem taşıyor. Her yaşlı bina, her yorgun yapı potansiyel bir risk taşıyor.

Deprem gerçeğiyle yaşayan bir ülke olarak, mühendislik bilgimizi ve teknolojimizi en etkin şekilde kullanmalıyız. Sadece yeni binalar inşa etmek yetmiyor; var olan yapı stoğumuzu da mutlaka gözden geçirmeliyiz. Vatandaşlarımızın can güvenliği, her türlü ekonomik kaygının üzerinde tutulmalıdır.

Genç bir mühendis olarak gördüğüm şu ki, deprem güvenliği sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Her bina bir can demektir. Görünmeyen hasarları görmezden gelemeyiz, göz ardı edemeyiz.

Bu süreçte herkesin üzerine düşen sorumluluk var. Vatandaşlar bilinçlenmeli, yerel yönetimler daha etkin denetimler yapmalı, merkezi hükümet ise kapsamlı bir kentsel dönüşüm politikası geliştirmelidir.

Deprem gerçeğiyle yaşamak zorundayız, ancak bu gerçeğe boyun eğmek zorunda değiliz. Bilimle, mühendislikle ve ortak akılla üstesinden gelebiliriz.

Saygılarımla,
HAMİDEDDİN KUZHAN
İnşaat Mühendisi

[email protected]

YORUM YAP